İsviçre, lüks saatleri, önemli kurumlara yaptığı ev sahipliği, milyarderlerin paralarını sakladığı bankalarıyla meşhur klas bir ülke izlenimi verir her zaman. Euro 2020 performansları da tam olarak bu standarttaydı. Turnuvanın en beklenmedik performanslarından biri olarak karşımıza çıkan İsviçre’de Seferovic, Shaqiri önemli hücum performansı gösterdi, Steven Zuber ise yaptığı 4 asistle dikkatleri üstüne çekti.
A grubunda, EURO 2020’de Türkiye, İtalya ve Galler ile eşleşen İsviçre’ye bir Türkiye galibiyeti ve Galler beraberliği yetmiş son 16 turunda rakip son Dünya Kupası şampiyonu Fransa olmuştu.
EURO 2020’de Klasın Yükselişi
Fransa eşleşmesi belki de tüm futbol kamuoyu için İsviçre adına turnuvanın sonu anlamına gelmekteydi. Ancak çok büyük bir sürprizle İsviçre, Fransa’yı penaltılarda eleyerek büyük bir sürprize imza attı. Dakikalar 75’i gösterdiğinde Fransa’nın 3-1 önde olması İsviçrelileri maçtan koparmadı, 81 ve 90. Dakikalarda gelen goller maçı uzatmaya götürdü.
Uzatmalarda değişmeyen sonuç maçı penaltıya götürdüğünde yaz transfer sezonunun gündeminde olan süperstar Mbappe’nin penaltıyı kaçırması hem futbol kamuoyunun gündemine oturdu hem de İsviçre’ye büyük bir mutluluk yaşattı.
Oyun anlayışları ile başka bir profil çizen İsviçre’de yaşanan mutluluk İspanya karşısında çeyrek finalde alınan penaltı mağlubiyeti ise yolun sonunu gösteriyordu. İspanya karşısında istediği oyunu oynayamayan İsviçre yine de maçı penaltılara kadar götürdü ancak penaltılarda rakibine boyun eğmek zorunda kaldı. Yine de bu maçta İspanya’nın 911’i başarılı 1003 pas yaptığını ve İsviçre’nin kırmızı kart gördüğünü unutmamak gerek.
Üçlü Savunmanın Zaferi
Son yıllarda futbolu zevk veren ve adını duyuran takımların 4’lü savunmadan vazgeçiyor olması tesadüf değil. Antonio Conte’nin takımlarının, İtalya’da ve Avrupa’da oynadığı oyunla adından söz ettiren Atalanta’nın, son Şampiyonlar Ligi şampiyonu Tuchel’in Chelsea’sinin üçlü savunmayla oynaması turnuvada da bu konuya dair emarelerin görülüp görülmeyeceği konusunda futbolseverlerde merak uyandırdı.
Nitekim İsviçre örneğinde olduğu gibi üçlü savunma büyük ölçüde galip geldi ve kulüp bazında da iyiden iyiye üçlü savunmanın önemi anlaşılmaya başlandı. Turnuvanın en zevkli maçlarından biri olan Fransa-İsviçre maçı her iki takımın da üçlü savunma oynaması, atılan 6 gol ve oynanan futbolla öne çıkarken, grup aşamasında berabere kalmasına rağmen İsviçre Galler’i amiyane tabirle perişan etti.
Büyük turnuvalar her zaman oynanan futbolun dönüşümünde rol oynar, bu turnuvada oynanan oyunlar, sahaya sürülen taktikler bir sonraki büyük turnuvaya kadar futbola hakim olur. Bu anlamda üçlü savunmanın uzun bir aradan sonra geriye döneceğini düşünmek ve bunda İsviçre’ye de bir parantez açmak gerekecek.