Avrupa şampiyonası ilk kez 1960 yılında oynandı. 1980 yılında bu turnuvaya katılacak takım sayısı 8′ e çıkarıldı. 1996’da takım sayısı tekrar artırıldı ve turnuvaya 16 takım katılmaya başladı. 2016 yılından itibaren ise Avrupa Şampiyonası 24 takımlı olarak düzenlendi. Avrupa kıtasında 60 yıllık bir mazisi olan bu önemli turnuvaya Türkiye Milli Futbol Takımı 5 kez katıldı. İlk kez 1996 yılında Fatih Terim’in teknik direktörlüğünde katıldığımız bu turnuvaya 2000 yılında Mustafa Denizli, 2008 ve 2016 yıllarında da yine Fatih Terim yönetiminde katılmıştık. Katıldığımız son turnuva olan 2020 Avrupa Futbol Şampiyonasına giderken ise başımızda bu kez Şenol Güneş vardı.
Avrupa Şampiyonalarında İstikrarsız Türkiye
Yıllar sonra 2020 Avrupa Futbol Şampiyonası’ndan bahsedildiğinde futbolseverlerin pek çoğu bu turnuvanın 2021 yılında gerçekleştirilmiş olmasını hatırlayacaktır belki de. Pandemi nedeniyle ertelenen ligler, iptal edilen konserler derken koskoca bir şampiyona da bundan nasibini almış ve ancak bir yıl sonra oynanabilmişti. Ancak ne yazık ki Türk futbolseverler pandemi ile birlikte başarısızlığı da hatırlayacaklardır. İtalya Galler ve İsviçre ile birlikte H grubunda yer alan Türkiye turnuvayı grup sonuncusu olarak ve puansız tamamladığı gibi oynadığı üç maçta neredeyse gol bile atamayacaktı. Turnuvadaki tek golümüz, grubun son maçında 62. dakikada İrfan Can tarafından İsviçre’ye atıldı.
Turnuva sonrası başta Şenol Güneş olmak üzere bütün takım çok eleştirilse de Türkiye daha önce katıldığı 4 turnuvada da çok istikrarsız sonuçlar almıştı. İlk kez katıldığı 1996’da 5 gol yiyip hiç gol atamayan ve 0 çeken Türkiye, bundan sadece 4 yıl sonra, bir sonraki turnuvada çeyrek final oynama başarısını göstermişti. 2004 Avrupa Şampiyonasına katılamayan Türkiye, 2008 ise bu kez yarı finale çıktı. Ancak şanına yakışır şekilde bir sonraki Avrupa Şampiyonasına ise katılım sağlayamadı.
Stefan Kuntz başarabilir mi?
Görüldüğü üzere Türkiye her zaman istikrarsız sonuçlar alan bir takım oldu, hiçbir zaman net bir oyun kimliği yaratamadı. Kendisinden ne zaman beklentiye girilse hayal kırıklığı yarattı ama tam tersi olduğunda, yani aslında beklentiler o kadar da yüksek olmadığında ise bu kez yarı final gördü. Büyük hayal kırıklığına neden olan ve nihayetinde hoca değişikliği ile sonuçlanan 2020 Avrupa Futbol Şampiyonasında ise Türkiye sürpriz yapabilecek takımlar arasında sayılıyor, milli takım kadrosu tüm zamanların en iyi kadrolarından biri olarak adlandırılıyordu ama sonuç hüsran oldu. Böyle büyük bir istikrarsızlığın Alman disiplini ile birleştiğinde vereceği sonucu ise herkes merak ediyor. Müthiş bir sentez de çıkabilir ortaya, bu uyumsuzluk büyük bir yıkıma da neden olabilir. Çünkü Almanlar plan ve disiplinle hareket ederken biz Türkler ise duygularımızı her zaman ön plana koyarız. Futbolda akla da tutkuya da ihtiyaç var; hayalimiz ikisinin birleşiminden doğacak bir sentez, neden olmasın?