İspanya Altın Günler Geçirdi

İspanya Futbol Milli Takımı, 2000’lerin başından itibaren gösterdiği çıkışla futbolu domine etti. Bu dominasyona 2008 Avrupa Futbol Şampiyonası ile başlamıştı.

2008 Avrupa Futbol Şampiyonası denildiğinde bizlerin aklına hemen Türkiye Milli Futbol Takımı gelir. Ancak o turnuvanın bir başka özelliği de İspanya Futbol Milli Takımı’nın yıllar sonra kupaya uzandığı organizasyon olmasıdır.

İspanyollar o turnuva öncesinde kazandığı son milli zaferlerini 1964’teki Avrupa Uluslar Kupası’nda almışlardı. O günden itibaren 44 yıl kupa hasreti çeken Matadorlar, 1984’te finalde Fransa’ya kaybetmişlerdi.

Uzun süren hasretlerini dindirmek için 2008 İsviçre ve Avusturya’nın ortaklaşa düzenlediği Euro 2008’e gelen İspanya, o dönem dünyanın en formda ekibiydi.

44 Yıl Sonra Gelen Kupa

Barcelona’nın Avrupa futbolunu domine ettiği, La Liga’nın ise açık ara dünyanın en iyi ligi olduğu o dönemde takımın nüvesini de Barcelona ve Real Madrid oyuncuları oluşturuyordu.

İspanyollar, Euro 2008 D Grubu’ndan firesiz lider çıkmışlardı. Sonraki turlarda ise sırasıyla İtalya ve Rusya’yı yenmişlerdi.

Finalde rakipleri, Yarı Final karşılaşmasında son dakikada Euro 2008’in en sempatik takımı Türkiye’yi eleyen Almanya olmuştu.

Kurt teknik direktör Luis Aragones önderliğinde sahaya çıkan takımın orta sahası olağanüstü idi.

Andres Iniesta, Marcos Senna, Xavi Hernandez ve David Silva en formda dönemlerindeki yıldızlardı. Forvette ise dönemin en büyük bitiricilerinden Fernando Torres vardı.

Torres’in golüyle 44 yıllık kupa hasretini dindiren İspanya, bir Avrupa şampiyonasını namağlup bitiren tarihteki üçüncü takım olmuştu.

Luis Aragones bu turnuvanın ardından takımdan ayrıldı ve Fenerbahçe ile anlaştı. Onun yerine takımı bir başka efsane Vicente Del Bosque devraldı.

İspanya Kupalara Doymadı

ispanya

2008’deki Avrupa Şampiyonası Şampiyonluğu sonrasında 2010 Dünya Kupası’nı da kazanan Matadorların karşısında hiç kimse duramıyordu.

Zira İspanya Milli Futbol Takımı, Atletico Madrid, Barcelona ve Real Madrid’in o dönemde dünya futbolundaki üstünlüklerini uluslararası turnuvalara da taşımayı başarmıştı.

Vicente Del Bosque, bu 3 muhteşem takımın oyun sistemlerinden bir karma yaratmayı becermiş ve adını dünya futbol tarihine bir kez daha yazdırmıştı.

2008 ve 2010 zaferlerinin ardından sıradaki turnuva 2012 Avrupa Futbol Şampiyonası idi. Ukrayna ve Polonya’nın birlikte düzenlediği turnuvada İspanyollar tarihe geçmek için oradaydı. Zira Euro 2012 zaferi onları, tarihte 3 büyük turnuvayı kazanan ilk futbol takımı yapacaktı.

İspanyol oyuncular elbette 2008’deki kadar genç değillerdi. Bu onların enerjilerinden götürürken, takıma büyük bir tecrübe de katmıştı.

Gruplarda İtalya, Hırvatistan ve İrlanda’yı geçerek üst tura çıkan Sarı Kırmızılılar, önce çeyrek finalde Fransa’yı, ardından yarı finalde Portekiz’i ve finalde ise büyük bir oyun farkıyla İtalya’yı devirmişlerdi.

Kiev’deki final maçında rakip ağlara 4 gol yollayan İspanya’da Fernando Torres de üst üste iki Euro finalinde gol atma şerefine nail olmuştu.

Son düdük çaldığına İspanya tarihte bir ilki başarmanın mutluluğunu yaşıyordu. Onların bu inanılmaz serisi, Sarı Kırmızılılar’ın formasını giyen tüm oyuncular ve teknik ekibi birer efsaneye dönüştürmüştü.